SAĞLIK Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, illerin 4 gruba ayrılarak normalleşme sürecine ilişkin, "İllerin kategorize edilmesinde de en büyük kriter illerde görünen vaka sayısı olacak. Düşük riskli illerde açılmalar daha çok olabilecekken yüksek riskli illerde açılma olmadan devam etmesi söz konusu olacak. Ancak bu kriterin de değişebileceğini bilmemiz gerekiyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından, illerin Sağlık Bakanlığı'nın belirlediği kriterlere göre 'düşük', 'orta', 'yüksek', 'çok yüksek riskli' olarak 4 gruba ayrılacağını ve mart ayı başı itibarıyla kademeli normalleşme sürecinin başlatılacağını açıkladı. Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, illerin hangi kriterler baz alınarak 4 gruba ayrılacağına ilişkin DHA'ya açıklama yaptı. Prof. Dr. İlhan, "Dün Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamasından sonra Türkiye'de salgın yönetiminde 'yerinden yönetim' diye farklı bir yaklaşım geliştiğini artık biliyoruz. Bu süreç içerisinde illerin kategorize edilmesi söz konusu. İllerin kategorize edilmesinde de en büyük kriter illerde görünen vaka sayısı olacak. Buna ek olarak aşılanma sayıları, o ilin yoğun bakım kapasitesi ya da yoğun bakım doluluk oranı da söz konusu olabilir" dedi.
'KRİTERLER DEĞİŞEBİLİR'
Prof. Dr. İlhan, bu kriterlerin bir kez uygulanmayacağını da bilmek gerektiğine dikkat çekerek, "Diyelim ki mart başında bir değerlendirme yapıldı, o kriterlere göre bazı illerimiz yüksek riskli görüldü, bazı illerimiz riskli, bazı illerimiz normal, bazı illerimiz düşük riskli görüldü. Düşük riskli illerde açılmalar daha çok olabilecekken yüksek riskli illerde açılma olmadan devam etmesi söz konusu olacak. Ancak bu kriterin de değişebileceğini bilmemiz gerekiyor. Diyelim ki orta riskli olan bir ilimizde kurallara uyulmadı, sosyal mekanlarda açılma meydana geldi, insanlar daha çok bir araya geldi, sokağa çıkma yasağı kaldırıldı, o illerde tekrar değerlendirme yapılarak yüksek riskli duruma geçebilir. Burada özellikle il bazında farklılıklardan dolayı insanların Türkiye'nin genelinde olan kısıtlamalara maruz kalmaması amaçlanıyor. İki ilimizi düşünelim. Bu iki il arasında birinin vaka sayısı azsa, 100 binde vaka sayısı belli bir rakamdaysa, aşılama hızı iyiyse burada açılmaya gidilebilir; ama o ilde de vaka sayısı artarsa, yoğun bakım hasta sayısı artarsa tekrar orada kapanma söz konusu olabilir. Salgın çok dinamik bir süreç, bu süreçlere göre yeni stratejiler geliştirmek hızla bunu uygulamaya sokmak, toplumda da olabilecek mağduriyetleri engellemek gerekiyor, o yüzden böyle bir yaklaşım geliştirilmiş durumda" diye konuştu.
'HARİTAYI AYNA OLARAK DÜŞÜNMEK GEREKİYOR'
Prof. Dr. İlhan, her ilin kendi rakamına bakması gerektiğini ifade ederek, "Şu an baktığımızda Karadeniz'de vaka hızı daha yüksek görünüyor. Ama bu ortalama bir rakam, mart başına geldiğimizde daha aşağıya doğru gelebilecektir. Rakamların yayınlanması insanların aynada kendisini görmesi gibi; bu eksiklerin giderilmesi konusunda çalışmalar yapılırsa hızlı bir şekilde tüm iller daha düşük rakamlara doğru gidecektir. İllerimizin, orada çalışanların, görev yapanları, 'benim ilimde rakamlar yüksek, ben mart ayına kadar neyi çözebilirim' diye düşünmesi gerekiyor, bu tam bir ayna öyle düşünmek gerekiyor. Bir hafta sonra ne değişti, 2 hafta sonra ne değişti, belki şu anda en yüksek rakamlara sahip ilimiz kendi ilindeki sorunları görerek, vatandaşımız, esnafımız o ildeki yöneticilerimiz rakamları aşağıya gitmesi için radikal önlemler alacak. Bir bakacaksınız belki 2 ay sonra Türkiye'nin en düşük vakaya sahip ili o il olacak" diye konuştu.