Koronavirüs sonrası spora başlamak isteyen yetişkin ve çocuklara uyarılarda bulunan Dr. Öğr. Üyesi Ömer Fikri Eralp, spor öncesi bazı tetkiklerin yapılması gerektiğine dikkat çekti. Eralp, “Özellikle dolaşım ve solunum problemlerinin olup olmadığı muhakkak tespit edilmelidir. Bunun için ebeveynler, koçlar ve antrenörlere büyük görev düşüyor” dedi.
Koronavirüs nedeniyle evde geçirilen zaman hareketsizliği de beraberinde getirdi. Koronavirüs geçiren ya da geçirmeyip spora başlamak isteyen yetişkin ve çocuklara İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Antrenörlük Eğitimi Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ömer Fikri Eralp uyarılarda bulundu. Koronavirüse maruz kalan veya asemptomatik olan çocukların bazılarında "MIS-C" yani multisisteminflamatuar sendrom hastalığının da görülebildiğini hatırlatan Eralp, “Çabuk yorulma, morarma, nefes ritminde problem, taşikardi görüntüsü veren hızlı kalp atımları olabilir. Bu belirtilere çok dikkat edilmesi gerekir. Aday adayı sporcuların kardiyak muayeneleri yapılması gerekiyor. Kardiyak sıkıntılar genetik, dogmatik ya da sonradan edinilmiş problemler olarak karşımıza çıkıyor. Kardiyoloji uzmanının teşhis koyma ya da muayene bulguları son derece önemli” diye konuştu.
BU BELİRTİLERE DİKKAT!
Eralp, spora başlamak isteyen çocuklar için “Erken yorulma, aşırı terleme, sıklıkla nefes alma, morarma gibi eforun dayanılmaz belirtileri ve dinlenme ihtiyacı duyan kız veya erkek çocukların muhakkak gözlenerek kalp problemlerinin olup olmadığının test edilmesi gerekiyor. Bunun için nefes ve nabız önemli. Kalp ritminin bir sesi vardır. Stetoskopla dinleyen hekimler bu sesin dışında ıslık sesi gibi bir ses duyabilirler. Bu kalbin pompa problemini çağrıştıran bir belirti olabilir. Bu üfürme olarak da bilinen durumlar mutlaka gözlenmelidir” dedi.
EBEVEYNLERE VE ANTRENÖRLERE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR
Spora başlamadan önce bazı tetkiklerin yapılması gerektiğini ifade eden Eralp, “Her çocuk spora başlarken çok kapsamlı tetkikler yapılsın demiyorum ama sporu yaptıran, egzersizi planlayanların göz ucuyla da olsa çocukları takip etmesi son derece önemli. Spora dönüldüğü zaman gözlem, takip ve ekip önemli. Çocuğu en yakın gözlemleyenler de ebeveynlerdir. Koçlara, antrenörlere, öğretmenlere de gözlem açısından büyük görev düşüyor” ifadelerini kullandı.
GÜNLÜK AKTİVİTELERİNİ YAPABİLENLER HAFİF EGZERSİZLERLE SPORA BAŞLAMALI
Akademik yayınların kişilerin koronavirüs sonrası 1-1,5 ay sonra normal hayata döndüğünü ortaya koyduğunu belirten Eralp, spora başlama süresiyle ilgili şunları söyledi:
“Günlük aktiviteleri yapabilir olmalarını baz alabiliriz. Ev içi hareketlilik, sokağa çıkma, alışveriş yapma gibi rutin ihtiyaçları tamamlıyor ve sorunsuz yapıyorlarsa aeorobik tarzı egzersizlerle spora başlayabilirler. Yük getirmeyen, oksijen kullanımının zora sokulmadığı egzersizler, yürüyüşler yapılabilir. Zorlama, direnç egzersizleri, geçmişte yapılan alışkanlıklarının hala sürdürülebiliyor olmasına dikkat edilmesi gerekir.”
SPORDA ANİ ÖLÜM RİSKİ; KİŞİDEN KİŞİYE DEĞİŞEBİLİR
Eralp, sporda ani ölüm kavramının olduğuna vurgu yaparak, “Ani ölüm çok profesyonellerin de başına gelebiliyor. Sporu amatör ruhla, fiziksel ve ruhsal sağlığı için yapan bireylerin de başına gelebiliyor. Ani ölümle ilgili birçok vaka tespit edilmiş ve bildirilmiştir. Ama her vakanın kendi özelinde bir nedeni vardır. Gözden kaçan kardiyak problem neticesinde performans sporcusu olmuş biri de ani ölüm vakası olarak bildirilebilir. Ani ölüm de kişiden kişiye değişebilir ve dolaşım sisteminde problemlerin olup olmadığıyla çok alakalıdır” ifadelerini kullandı.
Kovid’in vücut sistemleri üzerinde ciddi problemler yarattığını belirten Fikri Eralp, “Özellikle dolaşım ve solunum sistemleriyle ilgili problemlerin olduğu bildiriliyor. Bununla ilgili yapılmış akademik çalışmalar sürüyor. Egzersizin insan yaşamının vazgeçilmezi olmasından hareketle; kişilerin egzersizlerini tempo gerektirmeyen, yorgunluğa yol açmayan, kendilerini iyi hissettiren, motivasyonu yüksek, sosyal yönü de olabilen egzersizlere yönelmeleri gerekir” diye konuştu.