Çanakkale Savaşları’nda 'muhabere merkezi' ve 'silah tamirhanesi' olarak kullanılan 202 yıllık Bigalı Kalesi, tamamlanan restorasyon çalışmalarının ardından törenle ziyarete açıldı. Gelibolu Yarımadası'nda 1807 yılında yapımına başlanan, 1820 yılında ise tamamlanan Bigalı Kalesi, özellikle Çanakkale Savaşları'nda önemli roller üstlendi. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı, 'muhabere merkezi' ve 'silah tamirhanesi' olarak kullanılan 202 yıllık tarihi kale ile ilgili 6 yıl önce çalışma başlattı. Çalışmalar kapsamında tahrip olan kalenin surları aslına uygun restore edildi, içerisindeki silah tamirhanesi ve cami yeniden yapıldı. Muharebe döneminde kullanılan tüfek ve çeşitli materyallerin de tamir edilip, sergilendiği Bigalı Kalesi'nin restorasyonu 20 Ocak 2017'de başladı ve yaklaşık 18 milyon liraya mal oldu.
Restorasyon çalışmaları tamamlanan Bigalı Kalesi'nin açılışı ise Çanakkale Kara Savaşları'nın 107'nci yıl dönümü töreleri kapsamında gerçekleştirildi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çanakkale Valisi İlhami Aktaş, AK Parti Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ile törenler için gelen yabancı konuklar birlikte kurdeleyi keserek açılışı yaptı. Ardından da Bigalı Kalesi'ni gezdi. Açılışta Mehteran Takımı gösteri yaptı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy yaptığı konuşmada, "Beraberliğin, hoşgörünün, paylaşmanın sofrasına hepiniz hoş geldiniz. İftar sofrasının etrafındaki bu birlikteliğin değerini bilen ve insanlara neler ifade ettiğini önemseyen bu farkındalıkla davetimize katılan sizlere teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. Sayın Büyükelçilerin şahsında Hristiyan vatandaşlarımızın ve bütün Hristiyan dünyasının Paskalya Bayramı'nı da içtenlikle tebrik ediyorum. Bayramınızın coşkusu ve mutluluğu daim olsun. Değerli misafirler, biliyorum hepimizin gönlü buruk. Dünyada süre gelen savaşlar, salgınlar, iklim değişikliği, kıtlık, doğal afetler ve bütün bunlardan dolayı insanların yaşadığı talihsiz trajediler her birimizin duygu ve düşüncelerinde derin gölgeler oluşturuyor, yaralar açıyor. Ancak umutsuzluğa kapılma lüksümüz yok. Bizlerin iradesi temsil ettiğimiz insanların iradesidir. Zayıflık ve yılgınlık gösteremeyiz. Acılar ne denli büyük olursa olsun ayakta kalmak, o acıların bir an önce dinmesi için bütün imkanlarımızı seferber etmek ve bir daha tekrarlanmamaları için var gücümüzle çalışmak zorundayız." dedi.
'BEN DEĞİL BİZ OLMALIYIZ'
Bakan Ersoy, insan odaklı hizmet vermenin önemide değinerek, "Ama en önemlisi eğer başarmak istiyorsak, ben değil, biz olmalıyız. Milletlere, inançlara, kültürlere değil, insana odaklanmalıyız. Bugün bizleri bir araya getiren bu güzel sofra, Türkiye dediğimiz büyük mutfağın gönül ocağından bir parçadır. Medeniyetimizin üzerinde yükseldiği değerler sayesindedir ki yüzyıllar boyunca her ulustan, her dinden, her renk ve kültürden insanın kopmadan, umutla ve güvenle yönünü çevirdiği bu topraklar, bugün de evinden, yöresinden ötesinden kopmak zorunda kalmış milyonlarca insanı bağrına basmaktadır. Orta Doğu'dan, Afrika'dan, Asya ve Avrupa'dan bunca farklı insanın ortak noktası olmak ise bizim ayrıcalığımız ve mutluluğumuzdur. Birbirimizi anlamamız hiç de zor değil. Kimse mecbur olmadığı müddetçe evini, sevdiklerini geride bırakmaz. Kimse dilini bilmediği, kültürüne yabancı olduğu topraklarda sil baştan bir hayat kurmanın korku ve endişelerini tecrübe etmek istemez. Ama herkes en doğal hakkı olan yaşam hakkını kullanmak ister, yaşamak ister. Sevdikleri ve çocukları yaşasın ister. Bu kadar basittir. Yaşamak herkesin hakkıdır ve bu hakkına sımsıkı tutunduğu için kimseyi suçlamamalıyız, suçlayamayız. Hakkını elinden alamayız. Diline, dinine, milletine göre yaşamına değer biçemeyiz. Her can aynı derecede kıymetlidir ve her can aynı derecede önemlidir. Lütfen bu açık gerçeğe sahip çıkalım ve yaşama tutunmaya çalışanların elini tutacak merhamete, cesarete sahip olalım." ifadelerini kullandı.
'VARLIK VE YOKLUK UÇURUMU MAALESEF GENİŞLEMEYE DEVAM EDİYOR'
Dünyada ülkeler arasında varlık ve yokluk arasındaki mesafenin giderek açıldığını belirten Bakan Ersoy, şöyle konuştu:
"Şunun altını çizmek gerekiyor; ülkeler arasında ekonomiden sosyal imkanlara kadar birçok başlıklar, büyük adaletsizlikler ve dengesizlikler var. Dünyanın bir ucundan diğerine varlık ve yokluk uçurumu çok geniş ve genişlemeye maalesef devam ediyor. Biz de bugün tek yapabildiğimiz bu uçurumun sebep olduğu sorunları ve süreçleri yönetmeye çalışmaktır. Ancak bu geçici çözümden başka da bir şey değildir. Eninde sonunda cevaplar tükenecek, yollar tıkanacaktır. Mutlak çözüm ise adaletsizliği ortadan kaldırmak, herkesin refah içinde yaşadığı, sürdürülebilir küresel kalkınmanın tesis edildiği bir dünya için omuz omuza ve samimiyetle çaba göstermektir. Unutmayın, açlıktan ölen korku ve çaresizlikten ağlayan çocukların olmadığı bir dünyada, yediğimiz her lokma daha lezzetli, attığımız her kahkaha daha samimi ve yaşadığımız mutluluklar daha gerçek olacaktır. Bilin ki en değerli bilimsel keşfimizi bütün çocukların aynı kalitede eğitim alabildiği, bilgiye erişebildiği sistemi bulduğumuz zaman gerçekleştirmiş olacağız. Tedavi yöntemlerini ve ilaçları parası olanları değil, hasta olanlara sunmak için geliştirmeye başladığımızda salgınlara karşı güvende olacağız. Uzayın değil, ön yargılarımızın sınırlarını aşabilirsek, insanlığa yeni ufaklar açacağız. Barış ve birlik içinde bir dünyada savaş ve acılardan değil, mutluluklardan konuştuğumuz buluşmalarda bir araya gelmenin temennisiyle sözlerimi noktalıyor, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum."
ÇANAKKALE BOĞAZI'NIN VE İSTANBUL'UN GÜVENLİĞİ İÇİN YAPILMIŞ
Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ise, "Çanakkale Boğazı'nın muhafızlarından olan, Çanakkale Savaşı'nın gazilerinden olan ecdat yadigarı Bigalı Kalesi'ni uzun ve özenli bir restorasyon sürecinden sonra açıyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Tarihi Alan Başkanlığı olarak Gelibolu Yarımadası'nda tarihi alan içerisinde ecdadımızdan bize kalan ne varsa, hepsini özgün dokusunu koruyarak restore ederek ziyarete açmayı ve tarihi alanı dünyanın en önemli açık hava müzesi haline getirmeyi düşünüyoruz ve bu yolda ilerliyoruz. İşte bu akşam beraber yapmış olduğumuz kale müze bunlardan birisi. Bu kale 2'nci Mahmut dönemi yapısı olup, Çanakkale Boğazı'nın ve İstanbul'un güvenliğini sağlamak için yapılmış bir gazi mekandır. Daha sonra Çanakkale Savaşları sırasında cephedeki silahların onarılması, tamir edilmesi için silah tamirhanesi olarak kullanılmış bir mekandır. Dolayısıyla burada o kahraman Mehmetçiğin, Esat Paşa'nın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ayak izleri vardır. Bir kez daha sizlerle beraber olduğumuz için bu güzel günde bizlere eşlik ettiğiniz için çok çok teşekkür ediyorum ve hayırlı günler, hayırlı akşamlar diliyorum" diye konuştu.
'MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE SİLAH ARKADAŞLARININ BİZE EMANET ETTİĞİ TOPRAKLAR'
AK Parti Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu da, "Biliyoruz ki ecdadın bize emaneti bu topraklar, bizim asla başımızı yere koydurmayacağımız, asla bayrağımızı da yere indirmeyeceğimiz topraklar. Ramazan paylaşmaktır. Öncelikle bizler ramazanı sabır biliriz, ramazanı dua biliriz, ramazanı paylaşabiliriz ve bu mübarek ramazan gecesinde birlik, beraberlik içinde tüm misafirlerimizle birlikte burada Çanakkale Tarihi Alanımızda olmaktan ayrıca şeref duyuyoruz. Çanakkale ruhunun en özel, aslında yaşandığı yer ve özellikle burada birçok gazimizle görüştük. Bugün aynı 107 yıl önceki Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bize emanet ettiği bu topraklarda, bugün de mücadele eden şehit olan, gazi olan askerlerimize, bugün bu toprağımızı bize vatan kılan askerlerimize selam olsun. Sözde soykırım konuşmalarını yapanlara da bir mesaj olarak, son terörist ülkemizden çıkana kadar bir gün bile vazgeçmeyeceğimizi, Çanakkale ruhuyla bir kez daha buradan dile getirmek istiyorum" dedi. Bigalı Kalesi'nin açılış töreni, verilen iftar yemeğiyle sona erdi. (DHA)