Çanakkale Müftüsü Arif Gökçe Deniz Polisevinde düzenlenen kahvaltılı basın toplantısı ile kentte görev yapan ulusal ve yerel basın temsilcileriyle bir araya geldi. Müftü Gökçe, özellikle Çanakkale kamuoyunda çok tartışılan ÇOMÜ Kampüs Camisinin son durumu hakkında önemli açıklamalarda bulunarak camiinin tamamlanarak ibadete açılması için yardım çağrısında bulundu. Çanakkale Müftüsü Arif Gökçe, Terzioğlu Kampüs Camii ve Müştemilatı Yaptırma ve Yaşatma Derneği tarafından 2014 yılında yapımına başlanılan ÇOMÜ Kampüs Camisinin ödenek yetersizliği ve borcunun yüksek meblağ olması nedeniyle inşaatının durduğunu belirtti.
Müftü Gökçe:“ 11 milyon hak edişin, 7 milyonunu Diyanet İşleri Başkanlığı göndermiş. 5 milyon borç var. Borç nedeniyle müteahhit işi durdurmuş” dedi. Çanakkale halkına ve işadamlarına çağrıda bulunan Müftü Gökçe:“ Buradan çağrı yapıyorum. Lütfen şehrimizin bağrından çıkan en önemli eseri olan mabedin bitirilmesine katkı koysunlar. Çanakkale’de bu yardım duygularının gelişmiş olduğunu düşünüyorum. Fazla değil, Çanakkale’de hanımlarımız parmaklarındaki yüzüğü çıkarıp verseler, kulaklarındaki küpeyi çıkarıp verseler bu eser biter. Büyük, küçük demeden hepimiz bu güzel eser için katkı sunalım” şeklinde konuştu.
Doğru bilinen yanlışlar var
Üniversite Camileri hakkında doğru bilinen yanlışlar olduğuna dikkat çeken Müftü Gökçe:“ Üniversite camileri başlangıç itibariyle şöyle planlanmış. Bu çocuklar buraya geliyorlar. İbadet edebilme haklarını ve fiziki mekanları bulamıyorlar. Dolayısıyla bu ibadet ihtiyaçlarını giderebilmeleri için Diyanet Başkanlığımız bir çalışma başlattı” dedi. Biz bir fidan dikelim, bir taş koyalım, fidanın dibine bir can suyu koyalım fikrinden hareketle cami yapımına başlandığını belirten Müftü Gökçe:“ Sonra da şehrin müftüsü, kanaat önderleri, valisinden vatandaşına tüm insanlar katkı sağlasın diye düşünüldü. Biz hayırsever bir milletiz biz, bu tür mabetleri büyütüyoruz, millet tamamlar ve sonuca erdirirler düşüncesiyle bu çalışma başlatıldı. Bitince Çanakkale’mizin mabedi ile gurur duyacağız. Kaba inşaatı bitmiş. Ancak Çanakkale’de kardeşlerimizi bunu tamamen devlet yaptırıyor diye biliyorlar. Bu doğru bilinen bir yanlış. Tamamıyla imce usulü, şehrin de katkılarını alarak bu eserleri yapmalıyız. Buradan çağrı yapıyorum. Lütfen şehrimizin bağrından çıkan içeriye ve dışarıya karşı en önemli eseri olan mabedin bitirilmesine katkı koysunlar. Çanakkale’de bu yardım duygularının gelişmiş olduğunu düşünüyorum. Fazla değil, Çanakkale’de hanımlarımız parmaklarındaki yüzüğü çıkarıp verseler, kulaklarındaki küpeyi çıkarıp verseler bu eser biter. Büyük, küçük demeden hepimiz bu güzel eser için katkı sunalım. Adana’da Merkez Sabancı Camimiz var, kente gelen adımını atar atmaz bu camiye girer. Bu cami sadece Adana’yı değil, Ortadoğu’yu da temsile diyor. Bu cami de sadece ÇOMÜ’nün değil, hepimizin, halkın. İnşallah bu cami de bittiğinde şehrimize katkı sunacaktır” ifadelerine yer verdi. Müftü Gökçe, ÇOMÜ Kampüs Camiinin yüksek maliyetinin yanı sıra Çanakkale için gerekli olup olmadığı ve israf konusundaki eleştirilere de açıklık getirerek:“ Çocuk dünyaya gelmiş. Yapılan minareyi yıkma şansımız ya da planı küçültme şansımız yok. Zamanında herhalde karar vericiler, projeyi yapanlar Çanakkale’nin bütün dünyanın gözü önünde olduğunu belirterek, şehrin temsil noktasında böyle bir mabedi olsun diye düşünmüşlerdir. Nasıl olsa devlet yapar diye bir algı oluşmuştur. Şehre bir kimlik kazandırmak istemişlerdir. Bugün bunları tartışarak bir şey kazanamayız. Bundan sonra alınacak kararlarda yerindelik ve ihtiyaca kadar yapılması noktasında dikkat edilmesi lazım” dedi.
“Camilere hapsolmayın”
Çanakkale’de göreve başladığı günden bu yana yaptıkları çalışmalar hakkında önemli açıklamalarda bulunan Müftü Gökçe, bin 150 din personeli ile bir araya geldiklerini söyledi. Müftü Gökçe:“ 1150 personeli bir araya getirdik. Onlara lütfen artık camilere hapsolmayın. Diyanet İşleri Başkanımızın ifadesiyle lütfen mihrabı sırtınıza sarın ve camiden çıkın. Cami dışında neler oluyor bakın. Yetimlerinden, düşkünlerine, hastalarından, düşkünlerine ulaşın. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın görev alanına giren bütün yerlere, hastanelerden, hapishanelere, her nerde ihtiyaç varsa mutlaka oralara gidin, onlara yönelik programlar yapın. Camiyi merkez alarak yüz metre yarıçaplı bir alanda çevrenizde kaç tane kanser hastası var, ümitleri tükenmiş, hayalleri azalmış, ölümü bekleyen, kaderine küsen kaç tane vatandaşımız var, siz kapıdan içeriye girdiğinizde melekler gelmiş gibi sevinecek? Bir araştırın bakalım” dedik” şeklinde konuştu.
Muhtarlar ve Cami Dernekleri, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri ile de bir araya geldiklerini belirten Gökçe, nerelerde yanlış yaptıklarını, nelere dikkat etmeleri gerektiğini belirterek bunları paylaştıklarını söyledi. Yine Din Dersi öğretmenleri ve İlahiyat Fakültesi’ndeki hocalarımızla da bir araya geleceğiz ifadelerini kullanan Müftü Gökçe, istişare kurumları da oluşturmayı hedeflediklerini ifade ederek:“ İlçelerimizde seçimle belirlenecek din görevlilerimizle bir araya geleceğiz. Yenice’deki din görevlimiz ne düşünüyor. İhtiyacı ne? Neyi doğru yapıyoruz, neyi yanlış yapıyoruz? Bakacağız. Bunun dışında toplumla kaynaşabileceğimiz Halkla İlişkiler ekibimizle esnafı ve okulları ziyaret edecek. Okullara ziyaretleri artıracağız” ifadelerini kullandı. Okullarda yapılan ziyaretlerde yaşadığı bir olayı aktaran Müftü Arif Gökçe, “ Ortaokul çağındaki çocuklarla bir araya geldik. Orada sohbetin bir yerinde sordum. Namaz kılan var mı aranızda diye? İki kişi çıktı. Bir nesil ki namazsız büyüyor. Bunda bizim rolümüz nedir, ne yapmamız lazım, bu çocuklar neden camiye gelmiyor, Cuma namazı kılamıyor. Sorun ailede mi, sokakta mı? Bu dini duyguyu gücümüz nispetinde artırmaya çalışacağız” dedi.
“Kardeşlik havası bozulmamalıdır”
Sorulan bir soru üzerine Müftü Gökçe, referandum öncesinde toplumda evet ve hayır kullanacaklar a
asında kutuplaşma yaratmanın tehlikeli olduğunun altını çizdi. Kimseyi ötekileştirmeden, milletin manevi kazanımlarını öne çıkaracak şekilde suhuletle bu sürecin geçirileceğine inandığını belirten Müftü Gökçe:“ Ya bendensin, ya da hiç anlayışı doğru değildir. Kardeşlik havası bozulmamalıdır. Hiç kimsenin gözüne duman girsin istemiyoruz. Kamplaşma fayda getirmez. Doğrusu neyse halkımız bilir, saygı duymak lazımdır. Güzel bir netice çıkacağına inanıyoruz. Bugün İslam ülkeleri arasında gözyaşının eksik olmadığını görüyoruz. Biz hep ülkemizde karmaşa yaşanmasın diye dua ediyoruz. Avrupa’nın bizimle ne alıp veremediği var, onu da anlamıyoruz” şeklinde konuştu.