Gündem

Spor Yapan Çocuklar Daha Mutlu

Erasmus+ Sport destekleri kapsamında Öğr. Gör. Anja Güder tarafından hazırlanan, Türkiye’de spor alanında kabul edilen tek Avrupa Birliği projesi 'Strong Kids - Güçlü Çocuklar” uygulanmaya başlandı.


Almanya, Letonya, Belçika ve İtalya'dan da kuruluşların yer aldığı proje Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ve ÇABAÇAM ortaklığıyla gerçekleşiyor. 
Okul öncesi ve ilköğretim çağı çocuklarının hareket eğitimi alanında örnek model oluşturulması hedeflenen proje ile ilgili Öğr. Gör. Anja Güder, spor yapan çocukların daha mutlu olduğunu, proje ile amaçlarının çocuklara spor yapmayı, bedenini hareket ettirmeyi sevdirmek ve hayatlarının tamamında bir spor dalı ile uğraşmalarını sağlamak olduğunu söyledi. 

Çocuklara hareket eğitimini vermek neden önemli?
Çocuklar hareket, spor yaptıkça daha kolay öğreniyor aslında. Bu yaş grubunda beyin sürekli gelişiyor ve sporla bu gelişim daha sağlıklı oluyor. Bu yaş grubunda çocuğun 45 dakika oturmasını beklemek yanlış. Sonra aileler doktora gidiyor “çocuğumuz çok hareketli” diyor. Çünkü çocuk yapması gereken hareketi gün içerisinde yapamıyor. Bundan dolayı enerjisini atamıyor ve bir yerden sonra çocuk yerinde duramıyor. Spor yapan çocuklar genellikle çok mutlu oluyorlar. Çünkü çok doğal bir şey.  Her şeyi hareketle öğreniyorlar. Önemli olan bütün hayatımızda spor hep olsun. Spor, hareket çok küçük yaşlarda çocuğa kazandırılırsa çocuk da hayatı boyunca spor yapmayı isteyecektir. Amacımız çocuğa spor yapmayı bedenini hareket ettirmeyi sevdirmek ve hayatının tamamında bir spor dalı ile uğraşmasını sağlamak. Böylece her zaman daha sağlıklı olacaktır. Ben 4 yaşından beri spor yapıyorum ve dört yaşından beri devam ediyorum. Çocuklarımın hayatında da bu olsun istiyorum. Çanakkale’de paranız varsa çocuğunuz bir spor dalı ile ilgilenebilir. Ama biz bütün çocuklara ulaşmak istiyoruz ve bütün çocukların spor yapmasını, daha ucuz yollarla spor yapmasını öğrenmelerini istiyoruz. 

Türkiye hareket eğitimi konusunda nasıl bir noktada?
Türkiye’de hareket eğitimi konusunda eksiklikler var. Evet hareket yapılıyor ama bir program dahilinde değil ve konuyla ilgili bir kaynak yok.  Var olan kaynaklara baktık ya Almanca ya da İngilizce. Örneğin Almanya’da hareket şarkıları olan bir kaynak var. Bu kaynak çocuklara direktifler veriyor. Şimdi zıpla, şimdi dön, şimdi atla şeklinde. Bunu bu şekilde yapınca hem öğretmen hem çocuklar için kolay oluyor. 

Hareket eğitiminin öneminin, Türkiye’de hareket eğitimi konusunda eksiklerin farkında olan biri olarak bir proje hazırladınız.  “Güçlü Çocuk Projesi”. Bize projeden bahsedebilir misin? 
Strong Kids-Güçlü Çocuk” projesi Türkiye’de bu bir ilk. Avrupa’dan 60 projenin katıldığı ve Türkiye’den sadece ÇOMÜ olarak bizim desteklendiğimiz proje 18 ay devam edecek. Projeyi ÇABA-ÇAM’da ve Çanakkale’de bir ilkokulda uygulayacağız. Partnerlerimizle birlikte 4-6 yaş grubu için bir program hazırladık. Bütün ülkelerde organizasyonda yer alacak bir üniversite ya da bir spor organizasyonu bulduk ve birlikte hazırladığımız 8 haftalık programı ÇABA-ÇAM’da uygulamaya başladık. İlkokuldaki programa ise Eylül ayında başlayacağız. Programın başında çocuklara ön test, sonunda da son test uygulaması yapıyoruz.  Ön testte çocukların basit motor hareketlerini hoplamak, zıplamak, koşmak gibi hareketleri nasıl yaptıklarına baktık. 8 haftalık uygulanan program sonrasında çocuğun nasıl bir noktaya geldiğini değerlendireceğiz.   Bu programda basit motor hareketlerini çalışıyoruz. Geri gitmek, hoplamak, zıplamak, koşmak o yaş grubu çocukları için çok önemli. ÇABA-ÇAM’da kreş çocukları için “outdoor pedegoging” de var. Yani çocuklarla dışarı çıkıyoruz ve doğal materyalle çalışıyoruz.  Basit motor hareketleri için bir parkur kuruyoruz ve drama yapıyoruz. Bunların hepsi hareket eğitiminin parçaları. Amacımız zor şeyler yapmak değil. Bu eğitimi daha sonra öğretmenler için de vermek istiyoruz. Öğretmenler için fotoğraflardan, videolardan, müzikten oluşacak bir set oluşturarak onlara vermek istiyoruz. Zor olduğu zaman öğretmen ders içerisinde kullanmıyor. O yüzden ders içerisinde 5 dakika nasıl kullanabilir bundan hareketle bir yol izliyoruz. Bu eğitimi vermek için beden eğitimi öğretmeni olmak gerekmiyor. Her öğretmen bunu yaptırabilir olsun istiyoruz. İlkokulda ise daha açık bir program yapmak istiyoruz. Her gün 5 dakika spor. Çünkü ilkokulda çocuklar çok oturuyorlar. Devlet okullarında 1. sınıfta 4. sınıfta olduğundan daha az beden eğitimi var. Bütün gün çocuklar oturuyorlar. Spor yok. Bazen de dışarı çıkıyorlar ve bir tane top alıyorlar oynuyorlar ama bu yeterli bir şey değil.  
Projede son olarak bir uluslararası kongre düzenleyeceğiz ve bu kongreyi ÇOMÜ’de yapacağız. 

Program ilköğretimde nasıl olacak?
Bu proje kapsamında verilen maddi destekle sınıflar için kutular oluşturacağız. Bu kutunun içinde frizbi, top, ip vb. birçok farklı materyal olacak. Önce biz hareket eğitimini okula giderek öğreteceğiz. Sonrasında bu kutuları açıkta bırakacağız. Aslında çocuklar topla, frizbi ile ne yapacaklarını biliyorlar. Bunun için öğretmene de ders vermek istiyoruz ve bu dersin bir kaynağı olsun istediğimiz için bir dergi hazırlayacağız. Burada beden eğitimi öğretmeni olmaya gerek yok. Her öğretmen bunu yaptırabilir. 

Avrupa’da bu sistem nasıl?
Almanya’da 1000 okulda hareket eğitim programı başladı. Diğer bütün ülkelerde hareket eğitimi ve sporla ilgili çok iyi programlar yapıyorlar. Türkiye’de matematik, fizik, İngilizce gibi dersler önemli ancak bence bu yaş grubu için beden eğitimi ve temel motor hareketleri eğitimi çok daha  önemli. Spor aile içinde yapılıyorsa çocuk da yapıyor. Eğer çocuk ailede görmüyorsa spor yapmıyor. Bebekler Almanya’da 6 aylıkken anne ile spora başlıyor. Yavaş yavaş Türkiye’de yaygınlaşıyor. Almanya’da bu sistemi yavaş yavaş değiştirdiler. Ve artık sınıfta sadece 5 dakika oyun yapıyorsun. Birlikte şarkı söyleyerek hareket yapıyorsun. Sonra çocuk yeniden kaldığı yerden devam edebiliyor. 

Ülkemizde çocuklar için çok korumacı yaklaşıyoruz. Aman koşma, aman zıplama. Çocuğun hareketini kısıtlıyoruz. Ne düşünüyorsun bununla ilgili?
Çocuklar genellikle ne yapabileceğini ne yapamayacağını çok iyi biliyor. Mesela bir parkta oynuyorsunuz. Çocuklar tırmanıyor. Çocuk kesinlikle biliyor buraya kadar gidebilirim. Kendisi yaptığında da çok mutlu oluyor. “Aa ben kendim yaptım” diyor çocuk.  Anne babalar olarak çocukların sürekli yanlarında oluyoruz ve çocuk bundan dolayı yapamayacağını düşünüyor. Evet düşebilir ama bu çok normal. Düşebilir bir yerleri acıyabilir ama geçecek. Küçük yaşta deneye yanıla düşe kalka öğrendiği şeyi çocuk hayatı boyunca unutmuyor. Çocuk, kazanmanın keyfini yaşarken kaybetmenin de normal olabileceğini öğreniyor spor ile. Çünkü Türkiye’de her zaman sen iyisin, her zaman sen yapabilirsin çocuklara veriliyor. Çocuk hep kazanmak, hep başarılı olmak istiyor. Eğer olamıyorsa mutsuz oluyor.  Bu konularda daha iyi olabiliriz. Yorulmak burada kötü bir şey. Ama Almanya’da iyi bir şey. Çünkü çocuk yaratıyor, düşünüyor, eğleniyor ve yoruluyor. Böylece enerjisini olumlu bir şekilde boşaltmış oluyor. Mutlu oldukça daha fazla ve farklı şeyler yapmak istiyor ve daha kolay ve iyi öğreniyor böylece.