Gündem

Şahin, O Geceyi Anlattı

Çanakkale İl Genel Meclisi Başkanı Av.Ömer Şahin, 15 Temmuz Demokrasi Ve Milli Birlik Günü sebebiyle bir basın açıklaması yaptı. Şahin, darbe girişimi akşamı yaşananları samimi bir dille paylaştı.

İl Genel Meclisi Başkanı Av.Ömer Şahin, yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Her Cuma akşamı üzerimizde hissettiğimiz o tatlı yorgunluk duygusu ile gelmiştim eve 15 Temmuz akşamı. Yemeği yedikten sonra mutfakta oturup muhabbete devam ettik. Hanım o akşamın sabahı kızımla beraber İstanbul’a gidecekti. Bandırma – Yenikapı Feribotu’na bilet bile almıştık.
 
Her şey gayet normal gidiyordu. Anormal giden tek şey WhatsApp’a yoğun bir şekilde gelen mesajların sesleri idi. Birazdan bakarım diye muhabbete devam ederken bir ara diğer odadan kızımın hayıflanması duyuldu;
 
- Yaa baba, ne zaman bitecek bu TRT – 1’deki hava durumu? Neredeyse on kez tekrarladılar.
 
- Kızım teknik bir sıkıntı vardır, birazdan giderirler, normal yayın akışına dönerler.
 
Dedim. Eskiden yayında teknik bir arıza olduğunda Necefli Maşrapa koyardı ekrana TRT – 1. Muhtemelen bu şekilde bir yayın yaparak teknik arızayı gidermeye çalışıyorlar diye düşündüm. Sonra o zaman neden aynı yayını sürekli tekrarlasınlar ki diye düşündüm. Tekrar da olsa demek ki yayın yapılabiliyordu.
 
Bu durumu düşünürken öte taraftan normalin üzerinde yoğun bir şekilde gelmeye devam eden WhatsApp mesaj sesleri birleşince işkillenmedim değil ama “Hadi canım sende, olmaz” dedim. Ve hemen WhatsApp mesajlarına bakmak için telefonu elime aldım.
 
WhatsApp Grupları’nda yazılanları görünce gözlerime inanamadım. Hemen televizyonun diğer kanallarını gezdim. Diğer kanalların çoğunda da vardı bu haber. Derken İstanbul’dan kuzenim aradı, “Abi, Boğaziçi Köprüsü’nü askerler ele geçirdi, trafiği engellediler, geçişler kapatıldı” dedi.
 
15 Temmuz Hain Darbe Girişimi’nden böyle haberdar olmuştum.
 
Maalesef o gece, üzerinde üniformasından başka hiçbir onuru, şerefi ve haysiyeti olmayan asker kılığına girmiş vatan hainleri Peygamber Ocağı olarak bildiğimiz Türk Silahlı Kuvvetlerimiz nezdinde Aziz Milletimiz ve Devletimiz’e ait silahları adice ve hasmane bir şekilde asıl sahibi olan Aziz Milletimiz ve Devletimiz’e doğrultmuşlardı. Uzun namlulu silahlarla Sivil Halk’a çocuk, kadın, yaşlı demeden ateş açılmış, kışlasından çıkan tanklar şehir içlerindeki caddelerde gerek duran ve gerekse de hareket eden sivillere ait araçları ve bu araçların içindeki Vatandaşlarımızı hunharca ezmişlerdi. Türkiye Cumhuriyeti’ne ait Şanlı Ordumuz’da kendini saklamış ihanet şebekesi, Cumhuriyet Tarihimiz boyunca eşi ve benzeri görülmemiş şekilde aynı Ay Yıldızlı Al Bayrağın gölgesinde bulunduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni havan topları ile dövüyordu.
 
Lakin bu hain darbeci güruhun hesaba katmadığı bir şey vardı ki o da Aziz Milletimiz’in tam bağımsızlığa olan inancı ve özverisi, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz içerisindeki Vatansever Askerlerimiz ve başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ve makamının ve görevinin ağırlığı ve gereğini bilen diğer Devlet Büyüklerimiz’in her daim Millet’in yanında olan tavır ve yaklaşımları.
 
İşte bu hesaba katılmayan hususlar iledir ki kışla dışında Aziz Milletimiz’in canları pahasına esaret kabul etmeyen direnişleri ve başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ve makamının ve görevinin ağırlığı ve gereğini bilen diğer Devlet Büyüklerimiz’in tavizsiz dik duruşları ile bu hain darbe girişimi sabahı bulmadan savuşturuldu. Diğer yandan da kışla içerisindeki Vatansever Askerlerimiz’in Millet’e, Devlet’e ve Ülke’ye olan sadakati ile darbeci hain güruh susturularak üniformanın yere düşürülmek istenen onuru, şerefi ve haysiyeti iade edildi.
 
İşte bu olan biten karşısında darbe girişimine karşı duran sizler tüm dünyaya şu mesajları verdiniz;
 
Sizler bu dik ve onurlu duruşunuzla Güçlü Ve Büyük Türkiye hedefinin önünde hiçbir engelin duramayacağını haykırdınız.
 
Sizler bu dik ve onurlu duruşunuzla çocuklarımızın karartılmak istenen aydınlık yarınlarına sahip çıktınız.
 
Sizler bu dik ve onurlu duruşunuzla oylarımızla seçtiğimiz milletvekillerimiz aracılığıyla Temsili Demokrasi ile kullanılan Milli Egemenlik sekteye uğratılmak istendiğinde, anında bir nevi Doğrudan Demokrasiye geçerek duruma hakim olup Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görevine devam etmesinin önünü açtınız.
 
Sizler bu dik ve onurlu duruşunuzla hukuk düzeni alaşağı edilmek istendiğinde hakka sahip çıkıp hakkı tutarak sahibine iade ettiniz.
 
Sizler bu dik ve onurlu duruşunuzla çoğu zaman dedelerinizin ve babalarınızın hayıflanarak ve nedamet göstererek “keşke bizler de bir şeyler yapabilseydik” dedikleri Adnan MENDERES’e, Fatin Rüştü ZORLU’ya ve Hasan POLATKAN’a olan vefa borcunu ödediniz.
 
Sizler bu dik ve onurlu duruşunuzla Cumhurbaşkanımız’ın Cumhur’u temsil etme görevinin, Başbakanımız’ın Hükümet etme görevinin ve Muhalefet Liderleri’nin de muhalefet etme görevinin teminatı olduğunuzu gösterdiniz.
 
Sizler bu dik ve onurlu duruşunuzla matarasında her daim Şehadet Şerbeti taşıyan ve gerektiğinde bu Şehadet Şerbeti’ni çekinmeden içen bir Millet’in asla sindirilemeyeceğini bir kez daha ispat ettiniz.
 
Sizlerin bu dik ve onurlu duruşunuz devam ettikçe hainlerin ihaneti sonuç vermeyecek, Ülkemiz’e vurulmak istenen prangaların zincirleri birbirleriyle kavuşmayacak, Ezanlarımız dinmeyecek, Ay Yıldızlı Al Bayrağımız’ın tam bağımsız şekilde dalgalanması engellenmeyecek.
 
Peki ne olacak sorusunun cevabı da şu olacak;
Kızılay Meydanı’nda haykırdığımız gibi,
Taksim Meydanı’nda haykırdığımız gibi,
Çan Menderes Parkı’nda haykırdığımız gibi,
Biga Hükümet Meydanı’nda haykırdığımız gibi,
Çanakkale İskele Meydanı’nda haykırdığımız gibi,
 
SİZ NE İSTERSENİZ O OLACAK!!!”