ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Organ Nakil Merkezi'nde böbrek nakli olan Güney Yeşil (30), sağlığına kavuştu. Yeşil, "Nakilden 2 hafta önce dedemi rüyamda görmüştüm. 'Torun sabrettin çok az kaldı. Güzel günler yakın. Artık sen de tatile gideceksin gençler gibi, eğlenebileceksin, gezebileceksin' dedi bana" diye rüyasını anlattı.
İstanbul’da yaşayan Güney Yeşil, erken doğum nedeniyle böbrek yetmezliği hastalığıyla mücadele etmeye başladı. 26 yıldır ilaç ve tedavilerle tedavisini devam eden Güney Yeşil'in 4 yıl önce böbrekleri iflas etti. Diyalize girmeye başladı. İstanbul'da böbrek nakli için nakil merkezine başvurmasına rağmen kendisine bir türlü sıra gelmedi. 5 ay önce nakil için ÇOMÜ Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Organ Nakil Merkezi'ne başvuru yaptı. Sıra beklemeye başladı. Yeşil'e beklediği haber 12 Eylül'de geldi. Mehmet Akif Ersoy Çanakkale Devlet Hastanesi’nde beyin ölümü gerçekleşen bir kişinin yakınları organlarını bağışladı. 3 saatlik bir operasyonla böbrek nakli olan Güney yeşil sağlığına kavuştu. Kana kana su içti.
‘BÖBREK DEĞERLERİ NORMAL FONKSİYONLARA YAKLAŞTI’
Başarılı bir operasyon gerçekleştirdiklerini belirten ÇOMÜ Organ Nakil Merkezi Müdürü Doç. Dr. Cabir Alan, "Hiç idrar çıkaramazken şu anda 3 litrenin üzerinden idrar çıkarıyor. Böbrek değerleri de normal insanın olması gereken değerlere yaklaşmış durumda. Birkaç gün içerisinde kendisini taburcu etmeyi planlıyoruz. Doğuştan gelen böbrek hastalıklarından kısaca bahsetmek istiyorum. Bu tip hastalıklar genellikle, genetik rahatsızlıklardır. Tespit edilmesi oldukça zordur. Çoğu zaman tesadüfen ortaya çıkar. Bu tip hastalıkların erken teşhisi için mutlaka yılda bir kere bir periyodik kan testi yapılması bu tip hastalıkların önünü alınması açısından önemli bir durumdur" dedi.
NAKİLDEN 2 HAFTA ÖNCE RÜYASINI GÖRDÜ
Doğuştan gelen bir hastalık yaşadığını ifade eden Güney Yeşil ise "Nakilden 2 hafta önce dedemi rüyamda görmüştüm. ‘Torun sabrettin çok az kaldı. Güzel günler yakın. Artık sende tatile gideceksin gençler gibi, eğlenebileceksin, gezebileceksin. Diyalizden sonra ölü gibi yaşamayacaksın’ dedi bana. Ve buraya çağırdılar. Su içmek hayatta en önemli olaylardan biri. Ben diyaliz zamanında 3.5-4 yıldan beri sadece haftada 3 gün kana kana olmasa bile 2-3 bardak su içebiliyordum. Diğer günler sıvı tüketimi çok çok azdı. Artık ciğerlerim. Böbreklerim ve diğer organlarım zarar göremeye başladı sıvı alamadığım için. Su, çorba şeker, tuz kullanamıyorduk. Zaten tuz ve şeker kullanmayın. Böbrektin düşmanları onlar. Su ve idrar insan için gerçekten çok önemli. İçinizde olan bütün fosfor, kalsiyum, potasyum, atmanız gereken bütün pislikleri idrar yoluyla atıyorsunuz. İçebildiğinizden daha fazla su içmeye çalışınki vücudunuz çalışsın" diye konuştu.
Kaynak: DHA