Sayın Ünüvar bize kendinizden ve mesleki uzmanlığınızdan bahsedebilir misiniz?
1990 İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldum. 1991- 1996 yılları arasında SSK Ok Meydanı Hastanesi İç Hastalıkları bölümünde ihtisasımı tamamladım. 1996 yılında SSK Çanakkale Hastanesine tayin oldum. Yaklaşık 2005 yılına kadar İç Hastalıkları Uzman Doktoru olarak görev yaptım. 2005 yılından 2017 yılına kadar Özel Çanakkale Millet Hastanesinde çalıştım. Daha sonra Özel Biga Can Hastanesinde göreve başladım ve 3 yıldır İç Hastalıkları Uzmanı olarak görev yapmaktayım.
Dahiliyede baktığınız hastalıklar nelerdir? Biga'da en çok hangi hastalıklarla karşılaşıyorsunuz ve sebepleri nelerdir?
Dahiliye geniş bir branş. Geniş olduğu içinde bir çok bölümü içinde barındırıyor. Mide, bağırsak, kan hastalıkları, hormon hastalıkları genel tıp aslında. Her türlü hastalıkla biz tanışıyoruz bakıyoruz, gerekiyorsa farklı branşlara gönderiyoruz. Genelde mide, bağırsak, akciğer, tansiyon kalp, obezite, diyabet, hipertansiyon, insanların kilolarının artmasıyla ve beslenme şekillerinin değişmesiyle daha da gündeme gelen hastalıklar.
Hastalıkların tedavisinde sizi zorlayan unsurlar nelerdir? Hastalardan beklentileriniz nelerdir?
Hastanede yapılan tedaviler bizim kontrolümüz altında. Hastaya gerektiğinde serumunu, antibiyotiğini, ilaçlarını veriyoruz. Hastalarımızın çoğu uyumlu. Bazen hastalar ilaçları kullanmakta sıkıntı duyuyorlar. Beslenme ile ilgili, hastanın diyabeti varsa beslenme tedavisi veriyoruz onun dışında işimizi severek yaptığımız için çokta zorlandığımızı söyleyemeyiz.
Mesleğiniz ile ilgili unutamadığınız ilginç bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
Çok vurucu bir şey yok ama en ilginç şeylerden biri benim Biga'ya gelmem. 20 yıllık Çanakkale macerasından sonra meslek hayatımdaki en vurucu şeylerden biri bu. Son dönem pandemi nedeniyle korona virüs hayatımızın her anına girdi. İnsanlar ölüyor cenazesine katılamıyoruz. Evleneceğiz, babamızda korona virüs çıkıyor nikah iptal oluyor. Maalesef, 2020'de bu devam edecek muhtemelen 2021 ortasına kadar böyle gidecek gibi duruyor. Ancak bizi bir aşı tedavisi rahatlatacak. Onun dışında bu virüsler bağışıklık sistemi ile çok ilgili. Bağışıklık sistemimizi biraz yukarıda tutabilmemiz gerek. Burada beslenme ön plana çıkıyor. Son dönem fonksiyonel tıp dediğimiz aslında yeni bir görüş değil yediğimiz her şey ya da yediğimiz şeyler bizi hastada yapabilir, şifa da bulabiliriz. O yüzden yediğimiz şeyleri düzenlemek, biz buna diyet demiyoruz aslında ama beslenme tedavisi diyoruz. vatandaşlarımıza, Biga halkımıza, Biga'da hastalık fazla, vücut direncini yükseltecek , kilo fazlası olanlarda bağışıklık sistemi düşük, vitamin destekleri önemli.yayınlanan bir araştırmada D vitamini düzeyi yüksek olan hastalarda kovid hastalığının hafif seyrettiği, belirli seviyenin üzerine çıktığında D vitamini ölüm görülmediği, B12, folik asit, magnezyum, demir, bunlar önceden bizim ve hastaların çok önem vermediği vitaminler idi. Vücudun işlemesinde, gelişiminde, kendini korumasında çok önemli maddeler. Bunlara da çok dikkat etmekte fayda var. Kimin hasta olduğunu bilmiyoruz. Semptom olmayan taşıyıcılar içimizde dolaşabiliyor. Maskeyi mutlaka takalım. Sosyal mesafeye mutlaka uyalım. Ellerimizi sık sık yıkayalım. İnşallah bu hastalık bir şekilde geçecek ama en azından canımız yanmasın.
MEHMET ÖZDEŞ
Kaynak: Biganın Sesi