Hocam sizi daha yakından tanımak istiyoruz. Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
 
1972 Bursa doğumluyum. Aslen Çanakkale'liyim. Çocukluğumda doktor olmak istiyor muydum bilmiyorum. Çünkü çocuklukta kafadaki her şey uçuşuyor ama özellikle lise dönemine geldiğimde doktor olmak istedim. O yüzden Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesine gittim. Fakültenin son dönemlerinde çocuk hekimi olmaya karar verdim. Bu yüzden Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Hastalıklarında asistanlığa başladım. Uzmanlık sonrası Kayseri , Malatya ve Çanakkale'de çalıştım. Akademik kariyerimi devam ettirebilmek için Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)'ye başvuru yaptım ve kabul edildim. Doçentlikten sonra üniversiteden ayrıldım. Şu anda Özel Biga Can Hastanesinde uzmanlığıma devam ediyorum. Evliyim, bir kızım ve bir oğlum var.
 
Kaç yıldır buradayız? Biga'da 3 yılı bitirdik. 4'üncü yıldayız.
 
Bu mesleği seçmeye nasıl karar verdiniz?
 
-Meslek seçimi ülkemizde biraz karambol olsa da sonuçta insanlar istediği mesleği yapmaya çalışıyorlar. Ben de istediğim mesleği yapma fırsatı bulduğum için mutluyum. Elimden geldiğince insanlara faydalı olmak, özellikle çocuklar için birşeyler yapabilmek beni mutlu ediyor. Çocukları seviyorum çünkü çocuklar karşılaşabileceğiniz en yapmacıksız, en doğal, en temiz, en saf ve en gelecek vaat eden insan grubu. Bunu sevdiğim için ve çocuklarla birlikte olmaktan mutlu olduğum için mesleğimi severek yapıyorum.
 
Çocuklarda özellikle kış aylarında görülen enfeksiyonlar nelerdir?
 
-Daha çok kış aylarında üst solunum yolu enfeksiyonlarını diğer mevsimlerden daha sık görüyoruz. Bunlar özellikle farenjit, tonsillit enfeksiyonu, bronşiolit, bronşit, bazen ilerlemiş zatürre. Bu hastalıklar kış aylarında daha sık görülen enfeksiyon grubu. Ayrıca grip, nezle kış ve bahar aylarında sık görülür. Bu sene daha da önemli olan covid-19 pandemisi bölgemizi, ülkemizi ve dünyayı fazlasıyla etkilemektedir. Dolayısıyla ateş, öksürük, halsizlik şikayetleri ile gelen çocuklarda da mutlaka covid yönünden değerlendiriyoruz. Erişkin ve çocuklarda enfeksiyonları sık gördüğümüz bu mevsimde özellikle bu pandemi de bağışıklığı güçlendirmek önemlidir.
 
Çocukların bağışıklığı nasıl güçlendirilir?
 
-Öncelikle yanlış anlamaları ortadan kaldırmak gerekir. Bağışıklığı güçlendirmek demek hemen bir ilaç yüklemek değildir. Bağışıklık, vücudun kendini koruma sistemidir. Kendini koruyabilmenin en iyi yolu dinlenmekten geçer. Yorgun bir bünyenin kendini koruyabilmesi mümkün değildir. Öncelikli kural iyi bir dinlenme ve iyi bir beslenmedir. Bieslenmede de daha çok hamur işi değil, protein ağırlıklı beslenme önceliklidir. Onun dışında tabi ki vitamin takviyeleri, eksikliği olanlar için gereklidir. Vitamin eksikliği olmayan ,proteini güzel alabilmiş, dinlenmiş bir vücudun bağışıklık sistemi güçlü olur. Bununla birlikte bağışıklığı tetikleyen bazı maddeler de var. Bağışıklığı güçlendirdiği bilinen betaglukan kullanılmasını tavsiye ediyoruz. Bağışıklığı güçlendirmek için özellikle B, D, C vitaminlerini öneriyoruz. Bu dönemde ailelerin üzerinde çok durduğu özellikle propolisin bağışıklık güçlendirici etkisi biliniyor. Alerjik durumlarına dikkat etmek kaydıyla çocuklar için kullanılabilir olduğunu belirtiyoruz Ama vitaminlerin fazlası da alındığında vücutta biriken vitaminse zararlı etkilerini görmeye başlarsınız. Dolayısıyla kaş yapalım derken göz çıkartmamak lazım. Her şeyi düzenli kullanmak, yeteri kadar kullanmak son derece önemlidir. Onun yanında zencefil, bal, çörek otunun da bağışıklık sistemini aktive ettiği bilinmektedir.
 
Hastalarınız en çok hangi sıkıntılar ile size başvuruyorlar?
 
-Enfeksiyonlar, büyüme gerilikleri, alerjik ve astım gibi şikayetler ile başvuruyorlar. Beslenme yetersizlikleri. Özellikle son dönemlerde gördüğümüz beslenme fazlalıkları ve düzensiz beslenmeye bağlı obezite gibi rahatsızlıklar, böbrek, karaciğer, kalp hastalıkları, nöbet geçirme ile karekterize epilepsi gibi rahatsızlıklarda hastalarımız bize başvurmaktadırlar.
 
Bir daha dünyaya gelseniz yine bu mesleği yapar mıydınız.?
 
-Bir daha dünyaya geldiğimde mutlaka doktor olmak isterim. Ama onu yaparken daha rahat koşullarda yapabilmek isterdim. İmkan olsaydı mesleğimi güzel yapmanın yanında dünyayı daha rahat gezmek isterdim. Dünyanın değişik yerlerinde doktorluk yapmak, mesela imkanı olmayan hastalara senenin 15-20 günü onlar içinde bir şeyler yapmak isterdim. Senenin bir ayında ülkemizde hekime ulaşamayanlara yardım etmek istterdim. Ama mutlaka yine hekim ve çocuk hekimi olmak isterdim.
 
Meslek hayatınızda en unutamadığınız anınız hangisi?
 
-Çok anılar oluyor ama bizim en çok mutlu olduğumuz anlar tedavi sonrası sağlıklı bir şekilde evine giden çoocuklar ve aileleridir. Onunla birlikte zor bir hastalık sürecini geçirmiş ama onun arkasından gelmiş size sarılan mutlu mesut bir çocuk. Doktor amca diye sarılıp öpen, yanında çizdiği resmi size hediye eden bir çocuk. Yani bunlar bizi en çok mutlu eden moral veren çalışma azmini güçlendiren anlar.
 
HABER MERKEZİ
 


Kaynak: Biganın Sesi