Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Yakup Ekmekçi, Covid-19’un böbrek ve diğer organlar üzerine olan olumsuz etkileri ile ilgili çok sayıda çalışma yapıldığını söyleyerek, “Covid-19 ile böbrek hastalıkları arasında çift yönlü bir ilişki var. Covid-19 enfeksiyonu böbrek hastalığı riskini artırabilir. Örneğin kronik böbrek hastalığınız varsa Covid-19 enfeksiyonu geçirdiğiniz zaman bunun Covid-19 enfeksiyonu nedeniyle daha ileri bir aşamaya gitmesi ya da olumsuz bir noktaya gelmesi mümkün” dedi.
Ankara Güven Hastanesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Yakup Ekmekçi, Kronik böbrek rahatsızlığının böbreklerin kalıcı ve ilerleyici yetmezliği ve fonksiyon bozukluğu anlamına geldiğini söyledi. Kronik böbrek rahatsızlığının bir halk sağlığı problemi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ekmekçi, “Artan diyabet, hipertansiyon sıklığı kronik böbrek hastalığı riskini de artırıyor. Bu hastaların bir kısmı maalesef kalıcı diyaliz hastası olarak hayatlarına devam ediyorlar. Biz kronik böbrek hastalığını sıklığı nedeniyle artık bir halk sağlığı sorunu olarak kabul ediyoruz. Çok sayıda hastada görülüyor. Bu hastaların özellikle ilerleyen dönemde son evre böbrek yetmezliğinde önlerinde iki tedavi seçeneği oluyor. Ya diyaliz hastası olarak hayatlarına devam etmeleri gerekiyor ya da uygun bir vericileri varsa böbrek nakli ile tedavisi mümkün oluyor” diye konuştu.
‘SIKINTILI BİR TABLOYLA KARŞIMIZA ÇIKABİLİYOR’
Covid-19 enfeksiyonunun diğer bütün enfeksiyonlar gibi böbrekleri etkilediğini kaydeden Prof. Dr. Ekmekçi, “Ancak ne oranda ve hangi düzeyde etkileyeceğini önceden tahmin edebilmemiz mümkün değil. Covid-19 hastalığı ile ilgili bizim en büyük problemimiz hangi hastada nasıl seyredeceğini tam olarak ön göremiyor olmamız. Birtakım eşlik eden kronik hastalıkları olan, bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda veya ileri yaşlarda daha sıkıntılı bir tabloyla karşımıza çıkabildiğini biliyoruz. Ancak bazen genç hastalarda da hiç öngöremediğimiz olumsuz bir tabloyla karşılaşabiliyoruz. Dolayısıyla ileri aşama problemlerde mesela yoğun bakıma yatan hastalarda böbrek problemi ile karşılaşma sıklığımız artıyor. Hangi nedenle olursa olsun bir hastanın yoğun bakıma yatması demek böbrek hastalığı ile karşılaşma riskinin de artması demektir. Hastanın kendi problemi dışında bu süreç içerisinde başka problemlerde ortaya çıkabiliyor. Ekstra ilaçlar kullanmamız, tıbbi girişimler yapmamız gerekiyor. Bunların kendisi de böbrekler için risk oluşturuyor” dedi.
‘SALGIN DÖNEMİNDE HASTANE KORKUSU NEDENİYLE TAKİPLERE GELMEDİLER’
Prof. Dr. Ekmekçi, kronik böbrek hastalığının hekim takibi gerektiren bir rahatsızlık olduğunu söyleyerek, “Düzenli ve belirli aralıklarla bizim bu hastaları takip etmemiz, tedavisi ile ilgili birtakım düzenlemeler yapmamız gerekiyor. Ancak özellikle salgın döneminde hastane korkusu nedeniyle hastalarımızın önemli bir kısmının ne yazık ki takiplere gelmediğini görüyoruz ve bu hastaların bir kısmı da bize böbrek problemlerinin oldukça ileri bir aşamasında başvurabiliyor. Bu da işin başka bir üzücü yönü. Sadece kronik böbrek hastalığı değil, kronik rahatsızlığı olan ve hekim takibinde olması gereken hastalara şunu söylemek istiyorum; ‘kronik rahatsızlığınız nedeniyle hastaneye gelmekten çekinmeyin, hekiminizin size önerdiği belirli takip aralıkları ile muhakkak kontrole gidin’” diye konuştu.
‘AŞILARIN BÖBREK AÇISINDAN BİR RİSKİ YOK’
Aşıların genel anlamda hiçbir riskinin olmadığını, temel problemin Covid-19 hastalığının kendisi olduğunu ifade eden Ekmekçi, “Maske, mesafe ve hijyen dışında elimizdeki tek silah aşıdır. Milyarlarca doz aşı uygulandı. Ciddi anlamda bir yan etkisinin olmadığı çok net olarak ortaya konuldu. Bu bir bilimsel tespit. Böbrek özelinde konuşmak gerekirse, Covid-19 aşılarının böbrek açısından bir riski yok. Dolayısıyla ister böbrek hastası olsun ister olmasın her kişi ve hastanın güvenle aşısını yaptırması gerekiyor. Ayrıca böbrek nakil hastalarımız var. Böbrek nakil hastalarında Covid-19 enfeksiyonu ağır seyredebiliyor. Aynı risk kronik böbrek hastaları için de geçerli. Bu hastaların bu tür olumsuz bir tablo ile karşılaşmamaları için önerilen zamanda hiç çekinmeden aşılarını korkmadan yaptırmaları gerekiyor” dedi.
‘COVİD-19 İLE BÖBREK HASTALIKLARI ARASINDA ÇİFT YÖNLÜ BİR İLİŞKİ VAR’
Covid-19 enfeksiyonu ortaya çıktıktan sonra iki yıl öncesine kadar bilinen bir hastalık olmadığını anımsatan Prof. Dr. Ekmekçi, şunları söyledi:
“Biz sağlık çalışanları bu hastalığı da bu süreç içerisinde öğrendik. Covid-19’un böbrek ve diğer organlar üzerine olan olumsuz etkileri ile ilgili çok sayıda çalışma yapılıyor. Covid-19’un böbrek sağlığı için de bir risk oluşturabileceğini ve bizi bazen hiç istemediğimiz noktaya böbrek yetmezliği tablosuna götürebileceğini özellikle de yoğun bakıma yatmış hastalarda bilmemiz de fayda var. Bu nedenle özellikle Covid-19’u geçirmiş herhangi problemi olmayan bir kişinin de belirli aralıkla hekim tavsiyesiyle takip edilmesinde fayda var. Açıkçası Covid-19 ile böbrek hastalıkları arasında çift yönlü bir ilişki var. Covid-19 enfeksiyonu böbrek hastalığı riskini artırabilir. Böbrek hastalığı olanlar özellikle kronik böbrek hastaları ve böbrek nakil hastalarında Covid-19’un şiddeti artabilir. Özellikle böbrek yetmezliğiniz daha ileri evredeyse, diyalize giriyorsanız veya böbrek nakli hastasıysanız Covid-19’un seyri maalesef kötü olabiliyor. Bu hastalar kronik hastalıkları olduğu için Covid-19 enfeksiyonu açısından riskli hasta grubunu oluşturuyor. Bunlarda toplumdaki diğer bireylere göre Covid-19 hastalığı daha şiddetli seyredebiliyor. Maalesef hastaların bir kısmını da yoğun bakımda takip etmemiz gerekebiliyor. Bu hastaların bir kısmını da maalesef kaybediyoruz. Böbrek hastalığınız varsa örneğin kronik böbrek hastalığınız varsa Covid-19 enfeksiyonu geçirdiğiniz zaman bunun Covid-19 enfeksiyonu nedeniyle daha ileri bir aşamaya gitmesi ya da olumsuz bir noktaya gelmesi mümkün. Bu nedenle böbrek hastalığınız var ve Covid-19 enfeksiyonu geçirdiniz, bu rahatsızlık düzelse bile belirli aralıklarla muhakkak hekiminiz size kontrol çizelgesi verecektir. Kontrol sürelerini aksatmadan yine de hekim takibinde bulunmaya özen göstermek gerekiyor.”
DHA
Kaynak: DHA